Puslu Manzaralar

Genç Voula (Tania Palaiologou) ve beş yaşındaki kardeşi Alexandros (Michalis Zeke), hiç tanımadıkları babalarını görmek için Almanya'ya gitmeye karar verir. Anneleri, babalarının orada yaşadığını söylemiştir. Tren bileti olmadan Almanya Ekspresi'ne binmeye çalışsalar da yakalanır ve bir polis memuru onları uzak bir akrabalarına götürür. Ancak, bu akraba çocuklara babalarının Almanya'da olmadığını, annelerinin bir yalan söylediğini ve farklı babalara sahip olduklarını açıklar. Çocuklar buna inanmayarak tekrar kaçarlar. Yolculuklarında bir tiyatro grubu şoförü olan Orestis (Stratos Tzortzoglou) ile tanışırlar ve onunla yollarına devam ederler. Daha sonra bir kamyon şoföründen yardım alırlar, ancak Voula, bu şoför tarafından saldırıya uğrar. Olayın ardından çocuklar tekrar yola çıkar. Yol boyunca, Orestis ile yolları birkaç kez kesişir. Orestis, yaklaşan askerlik hizmeti nedeniyle hayatını değiştirmekte, çocuklar ise Almanya’ya ulaşma umuduyla yolculuklarına devam etmektedir. Sonunda, Voula ve Alexandros, sınıra yakın bir yerde bir nehirle karşılaşır ve küçük bir kayıkla nehrin karşısına geçmeye çalışır. Sınır muhafızlarının ateş açtığı sırada, sisin içinde bir ağaç belirir. Çocuklar ağaca koşar ve ona sarılarak hikayelerini tamamlar.