Kraliçe

1997 yılında Tony Blair, modernleşme ve reform vaatleriyle başbakan seçilir. Kısa bir süre sonra Prenses Diana, Paris’teki bir araba kazasında hayatını kaybeder. Diana’nın eski eşi Prens Charles ve Kraliçe II. Elizabeth, Diana’nın kraliyet statüsü olmaması nedeniyle nasıl bir cenaze düzenleneceği konusunda kararsız kalır. Blair, Diana’yı “Halkın Prensesi” olarak nitelendirir ve halk arasında büyük bir yas dalgası oluşur. Ancak kraliyet ailesinin Balmoral’da kalmaya devam etmesi halkın tepkisini çeker ve monarşiye destek azalır. Blair, kraliyet ailesini Diana’ya saygı göstermeye ve kamuoyuna hitap etmeye ikna etmeye çalışır. Ancak kraliçe, bu talepleri “histeriye teslimiyet” olarak değerlendirir. Halkın öfkesi artınca Blair, kraliçeyi halkın monarşiye desteğinin düştüğüne dair uyarır ve değişim gerektiğini vurgular. Sonunda kraliçe, Blair’in önerilerini kabul eder, Londra’ya döner ve Diana’nın ulusal önemini vurgulayan bir konuşma yapar. Kraliyet ailesi, Westminster Abbey’deki cenaze törenine katılarak halkın acısını paylaşır. Blair ile görüşmesinde kraliçe, modernleşmenin hem kraliyet ailesi hem de liderler için gerekli olduğunu söyler.