Yalancı Yalancı

Fletcher Reede, Los Angeles'ta yaşayan, işkolik bir avukattır. Oğluyla vakit geçirmeyi sevse de kariyerini önceliklendiren Fletcher, sürekli yalan söyleyerek hem oğlunu hem de eski eşi Audrey'i hayal kırıklığına uğratmaktadır. Fletcher, Max'in doğum günü partisini kaçırınca, Max bir dilek tutar: babasının bir gün boyunca yalan söyleyememesi. Dilek gerçekleşir ve Fletcher için olaylar karmaşık bir hal alır. Artık yalan söyleyemediğini fark eden Fletcher, hem iş hem de özel hayatında zorluklarla karşılaşır. Mahkemede ve günlük hayatta dürüstlüğü, işlerindeki başarısını ve çevresiyle olan ilişkilerini zedeler. En zorlu vakasında Fletcher, Samantha adlı bir müvekkili için çalışır. Samantha, eşinden boşanırken daha fazla mal varlığı ve çocuk desteği almak için mücadele eder. Fletcher, yalan söyleyemediği için davayı zorlukla kazansa da Samantha’nın çocuklarını para için kullanmaya çalıştığını fark eder. Bu durum Fletcher’ı vicdanen rahatsız eder ve mahkeme kararını değiştirmek için çabalar, ancak başarısız olur. Bu süreçte Fletcher, Audrey'in Boston’a taşınıp Max’i de götürmek istediğini öğrenir. Oğluyla bağını kaybetme korkusu yaşayan Fletcher, dürüstlüğün hayatında nelere mal olduğunu anlamaya başlar. Max ve Audrey’i durdurmak için havaalanına koşar ve bir dizi komik olaydan sonra uçağı durdurmayı başarır. Max’e artık hayatında bir öncelik olacağını söyler ve bu sefer verdiği sözü tutar. Bir yıl sonra, Fletcher ve Audrey, Max'in doğum gününü birlikte kutlar. Aile, eski sıcak bağlarına döner ve Fletcher, dürüstlüğün yalanlardan daha iyi bir yaşam sunduğunu fark eder. Max ise ailesinin bir arada olmasının getirdiği mutluluğun tadını çıkarır.