Danimarkalı Kız

1920'lerin ortasında Kopenhag'da, portre ressamı Gerda Wegener, eşi ve ünlü manzara ressamı Einar Wegener'den, bir tablosu için geç kalan kadın modelin yerine poz vermesini ister. Bu deneyim, Einar’ın kendisini trans bir kadın olarak kabul etmesine ve Lili Elbe adını almasına vesile olur. Lili, maskülen kimliğini geride bırakmaya karar verir ve Gerda ile birlikte Paris'e taşınır. Gerda'nın, Lili’nin kadın kimliğini yansıtan portreleri sanat çevrelerinde büyük ilgi görür. Bu süreçte Gerda, Lili'nin çocukluk arkadaşı Hans Axgil ile yakınlaşır, ancak bu ilişki, Gerda'nın Lili ile olan değişen bağını sınar. Lili, cinsiyet kimliğiyle barışmak için psikolojik destek ararken, doktorların yardımı yetersiz kalır ve bir noktada bir akıl hastanesine yatırılma riskiyle karşı karşıya kalır. Daha sonra Dr. Kurt Warnekros ile tanışır ve onun önerisiyle dünyada ilk kez denenen cinsiyet değiştirme ameliyatını kabul eder. Riskli bir süreç olan bu ameliyat iki aşamalıdır: ilkinde Lili'nin dış genital organları alınır, ikincisinde ise bir vajina oluşturulur. Ameliyatın ilk aşamasından sonra ciddi bir enfeksiyon geçirir ve Gerda, onun iyileşmesine yardımcı olur. Lili, bir mağazada kadın parfümü satmaya başlar ve Gerda ile olan ilişkisini sonlandırır. Ancak, ikinci ameliyat için tekrar Almanya'ya gitmeye karar verir. Bu ameliyatın ardından Gerda yeniden Lili'nin yanında olur. Lili, ameliyatın komplikasyonları nedeniyle hayatını kaybeder, ancak kendini nihayet tamamlanmış hisseder. Gerda ve Hans, Lili'nin çocukken büyüdüğü Danimarka'daki bir tepede, onun sıkça resmettiği beş ağacın önünde toplanır. Lili’nin Gerda’ya hediye ettiği eşarp, rüzgârla dans ederek uzaklaşır.