Kelebek ve Dalgıç

Jean-Dominique Bauby, "locked-in sendromu" teşhisiyle felç geçirmiştir; bedensel olarak tamamen hareketsiz olsa da zihinsel olarak sağlıklıdır. Film, Bauby’nin gözünden başlar; çevresini sadece sol gözünü hareket ettirebilen bir adamın perspektifinden izleriz. Zamanla bu bakış açısı genişler ve geçmişinden kesitler ile dışarıdan olaylar izleyiciye aktarılır. Bauby, bir konuşma terapisti yardımıyla sol gözüyle iletişim kurmayı öğrenir. Terapist, harfleri sıralayarak Bauby’nin mesajlarını tek tek ifade etmesine olanak sağlar. Bu zahmetli yöntemle Bauby, yaşadıklarını ve hislerini anlatan bir kitap yazmaya karar verir. Kitabında, kendini derin deniz dalgıç giysisine hapsolmuş bir beden ve özgür bir ruh olan kelebek olarak tanımlar. Bauby'nin anıları, pişmanlıkları ve ailesiyle olan ilişkileri kitabına yansır. Eski hayatından kesitler, özgürlük ve mahkumiyet temalarını işler. Kitap tamamlandıktan kısa süre sonra Bauby, yayınlanmasından on gün sonra zatürreden hayatını kaybeder. Film, insan ruhunun dayanıklılığını ve hayal gücünün gücünü derinlemesine işler.